Bir Isırık New York City!

Birçok şehir için; 'Önce dünyanın her yerini göreyim, bitireyim; gerekirse ikinci turda tekrar karşılaşırız.' derim. Ama New York'a üçüncü gidişimdi bu (2016 güncellemesi: 10 oldu.) ve üzerine kaç üçler daha gelecek bilinmez. Çünkü o asla tükenmez, tükenemez, tüketilemez... O kendini hep yeniler ve öncekinde göstermediği bin bir çeşit yüzünü gösterir her defasında. Bir kere aklınıza kazınır, kazındı mı da çıkmaz kolay kolay. Belki hep yaşamak için hayalini kurduğum (2016 güncellemesi: Artık kurmuyorum. Sadece iş için ayda bir gitmek yetiyor.), en sevdiğim dizilerin, filmlerin kalbi olduğu için bendeki yeri bu kadar özel, bilmiyorum. Tek bildiğim şey; her defasında büyülendiğim; tek inandığım şey ise bir gün orada yaşayacağım.(2016 güncellemesi: LA'den başka yerde yaşamak istemiyorum.) Ve o bir gün çok uzakta değil, hissediyorum. Ne demiş MJ; 'If this town is just an apple, let me take a bite.'.

Kendisiyle olan duygusal bağımı sizlerle de paylaştıktan sonra 10 günlük dolu dizgin tatilimden gideceklere ve merak edenlere ipuçları verme kısmına geçebiliriz.
Ana hatlarıyla gidilecek turistik yerleri zaten herkesin bileceğini ve her yerden bulabileceğini düşünerek atlayıp, ulaşım tüyolarıyla başlayabiliriz. Dünyanın en gelişmiş metro sistemine sahip şehir olması dolayısıyla tahmin edersiniz ki ulaşım olayı çok kolay ve rahat. Haftalık 29 dolara sınırsız geçiş haklı metro kartı var. Günün 24 saati bu kartla şehrin istediğiniz yerinden istediğiniz yerine gitmeniz mümkün. Yok ben her seferinde tek bilet almak istiyorum derseniz; bir geçiş 2.25 dolar.
Turistik yerleri atlayalım dedim ama yine de şunlara değinmemizlik yapmayalım tabii:
 Times Square (İlla ki bildiğiniz, gideceğiniz ve bayılacağınız için bir şey söylemeye gerek yok.)

Empire State (En yüksek bina. 'En tepede ben varım, herkese yüksekten bakarım.' demek istiyorsanız gidin ama ben para verip tepesine çıkacağınıza, 230 Rooftop'a gidip içkinizi içip karşıdan izleyin derim.)
 Statue of Liberty (Uzaktan görmeniz yeter, bence yanına gitmenize hiç gerek yok.)
Wall Street (Dolar kokan sokak.)
Rockeffeller Center (Özellikle yılbaşı zamanı ışıklandırmalarla pek güzel. Altı da buz paten pisti.)

Central Park ('Aaa, Carrie'yle Big'in, Blair'le Nate'in öpüştüğü yer!' diyeceğiniz ve içinde dolanırken kendinizi bilumum ünlü filmin sahnesinde hissedeceğiniz, sincap dolu, huzurlu park.)

 Metropolitan (Tabi ki dünyanın en önemli ve büyük müzelerinden. 'Ben müze sevmem, sıkılırım.' deyip de gitmemezlik yapmayı aklınızdan geçirmeyin!)
MOMA (Modern sanat müzesi. Buna da aynı şekilde gitmeden döneyim demeyin!)
Broadway Müzikalleri-Show'lar (Ben sadece Fuerza Bruta'ya gidebildim. Mümkünse çok daha fazla show'a gidin. Ama Fuerza Bruta muazzamdı; ne yazık ki son gösteri Şubat'ta. O zamana kadar gidecek olan varsa kesinlikle tavsiye edilir.)

Brooklyn Bridge: (En güzel fotoğraflarınızı çekeceğiniz yer olabilir. Fotoğraflarda gördüğümüz pek çok NY manzarasının aslı.)

Soho: (Bir sürü sanat galerisinin, butiğin, loft'un bulunduğu, saatlerce hiç sıkılmadan yürüyüp, dolaşıp, talan etmek isteyeceğiniz bir bölge.)
 Williamsburg: (Brooklyn'de bir sürü ikinci el mağazasının bulunduğu, her taraftan hippi ve çok tarz insanların çıktığı sevimli mi sevimli bir bölge.)

5th Avenue-Park Avenue-Madison Avenue ve diğerleri: (Lüksün, ihtişamın, pahalı alışverişin caddeleri. Hele bir de yılbaşı zamanı siz düşünün artık!)

Grand Central: (Birçok filmde gördüğümüz, NY'un en büyük ve önemli tren garı. Aynı zamanda içinde restoran ve mağazalar da var.)
grand central
İyi restoran önerileri:

Eately: Hem market hem de çok nefis yemekleri olan bir İtalyan restoranı. (2016 güncellemesi: Tabii bunu yazdığım zaman Türkiye'de yoktu, daha havalıydı.)

Radegast Hall and Biergarten: Williamsburg'ta birçok sosis ve bira çeşidi olan çok sempatik yer.

Cipriani Dolci: İstanbul'dan da bileceğiniz gibi; Grand Central'da yer alan, fiyatları porsiyonlarına göre pahalı ama lezzetli yemekleri olan İtalyan restoranı.

Max Brenner: Union Square'de yer alan inanılmaz tatlıları, çikolataları olan inanılmaz güzel restoran. Ben 15 dakika süreyle şeker komasına girip, baş dönmesi nedeniyle yerimden kımıldayamadım.

Ninja: Tüm çalışanların Ninja eğitimi almış olduğu, bugüne kadar gördüğüm en değişik konsepte sahip, yemek yerken her an (plastik bıçakla) bıçaklanabileceğiniz, her masadan çığlıklar duyduğunuz, lezzetli mi lezzetli yemekleri ve kokteylleri olan Japon restoranı. Kesinlikle deneyimleyin!

 Bubba Gump Shrimp Co.: Times Square'de yer alan, 1.5 saat sıra beklenen, tamamen Forrest Gump filminden yola çıkarak yaratılmış, güzel tatlara sahip karides restoranı. Garson çağırmak istediğinizde masadaki tabelayı 'Run Forrest, Run'dan 'Stop Forrest, Stop'a çevirmeniz yeterli. (2016 güncellemesi: Çok turistik, gitmeseniz de olur.)
Bu benim yediğim 'shrimp heaven'dı. Tarifi yok.
 
Five Guys: Mc Donald's'ın lokal hali. Lezzetli hamburgerci. (2016 güncellemesi: Artık sağlıklı besleniyoruz.)

Magnolia Bakery: Sex and the City'nin vazgeçilmezi, tatlı, özellikle cupcake'leri ve banana pudding'iyle ünlü pastane.

 
Lalo: Meg Ryan'ın 'You've Got Mail' filminden hatırlayacağınız sevimli cafe.
 
(2016 güncellemesi)Buddakan: Oldukça iyi bir Çin-Asya mutfağı. Bir klasik.
buddakan
IMG_0032
IMG_0039
 
(2016 güncellemesi)Milon: Çılgın Hint restaurantı. Kendi içkinizi kendiniz getiriyorsunuz. Gidince kafanız karışmasın 4 tane altlı üstlü restaurant var. Bu sol üstteki.
milon
milon nyc
milon nyc food
(2016 güncellemesi)Momofuku: Bu aralar pek popüler ramen tapınağı.
momofuku
(2016 güncellemesi)Burger Joint: Le Parker Meridien'in içinde yer alan speakeasy burger'cı. Denemeniz şart! Çıkışta da lobide cheesecake yiyin.
IMG_7971
IMAG4263
Screen Shot 2016-03-29 at 12.25.57 AM
İyi lounge-bar-kulüp önerileri: (Gece çıkarken yanıma makinamı alamadığım için kendi çekmediğim fotoğraflar var. Affediniz.)

Lavo: İçeride bolca manken görebileceğiniz popüler mekan.

 Tao: Lavo'nun tam karşısında, öncesinde yemek yemek ve biraz içmek için ideal bir restoran-bar. İçerinin dekoru muazzam. Sex and the City'den hatırlamanız mümkün yine.
 Soldan sağa: Peach Cosmopolitan, Lychee Martini, Red Ruby Dragon. Hepsini deneyin! Nefis!!!

230 Rooftop: Empire State'i tam karşısından izleyebileceğiniz nefis manzaralı rooftop.

 

Dream Downtown: NY'un en iyi otellerinden. Ben yılbaşı gecesini buradaki partide geçirdiğim için normal zamandaki halini bilmiyorum, ama yılbaşı için oldukça güzeldi diyebilirim.

Tuvalet sırası beklerken rastladığım Chuck Bass'in başucu resmi.

 Gansevoort: Manzarası güzel başka bir rooftop daha. Yılbaşı gecesinin ilerleyen saatlerinde Dream'den sonra buraya geçtim, tam hatırlayamasam da oldukça eğlenceliydi; ama normal zamanki halini bilemiyorum.

Hunkamania: Erkek Striptiz Kulübü. Kucak dansı 20 dolar :o) Görüp göreceğiniz en kaslı erkekler tarafından her an ellenmeye hazır olun! Bahşiş vermezseniz hevesiniz kursağınızda kalabilir kızlar, benden söylemesi! Sahneye gönüllü çıkıp, en iyi orgazm sesi çıkarma yarışmasında ilk üçe girenleri de sürprizler bekliyor. Daha fazla detay yok.

 
Catch: Her an Jay Z, Kanye West gibi isimlerle karşılaşmanızın mümkün olduğu, (bence) müziklerin kötü olduğu, oldukça ünlü bir kulüp.

 The Box: Soho yakınlarında kapısında adının bile yazmadığı, girişinin oldukça sıkı olduğu, barın tepesinden çıplak kadınların sallanarak show yaptığı bir yandan da içki servis ettiği, sahnede fetiş show'ların yapıldığı çılgın kulüp. Bir kadının bir yerlerine soktuğu kalemle kağıda 'guilty' yazdığına şahit oldum diyor ve hayal gücünüzle sizi baş başa bırakıyorum. Fotoğraf çekmek yasaktı o yüzden bu kadarıyla idare edeceğiz.

 
(2016 güncellemesi) Harvard Club New York: Sadece üyelerin girebildiği adından da anlayacağınız üzere Harvard mezunlarına ait özel bir kulüp. Özel davetiyeyle girebiliyorsunuz. İçerisi tam Harvard'dan beklenecek bir görsel şölen sunuyor. Fotoğraf çekmek yasak, bunu paylaştığımı kimseye söylemeyin!
harvard club new york
Bunlar benim sığdırıp gidebildiklerim. İyi olduğunu duyup da yetiştiremediklerim ise:
Le Bain: Standard Hotel'in roof'undaymış. Hot tub falan varmış, giriş zormuş ama oldukça iyiymiş.
1OAK
Employees Only
Hudson Terrace Gidip de pişman olduğum tek yer ise Le Souk. Arabik bir kulüp, müzikler berbat ve her masada nargile var.
 
Genel olarak bütün kulüplerin kapısı zor, hele erkekseniz çok beklemeniz, çok bekleyip üstüne bir de girememeniz mümkün, tabii manken değilseniz. Benim, orada yaşayan bir kız arkadaşa sahip olma gibi bir avantajım vardı. Söylemesi ayıp bir de çoğu yerin promoter'ını da tanıyınca hiç bir yerde sıra beklemedik, üstüne bize verilen özel masalarda ikram edilen içkilerimizi içtik :o) Promoter sistemini anlatacak olursak; her mekanın birkaç promoter'ı var. Bu promoter'ların da kendi VIP masaları var. Görevleri ise mekanın çok iyi, çok çılgın ve eğlenceli olduğunu göstermek, bunun için de masasına çok yakışıklı ve güzel insanlar alıp, eğlenmelerini sağlamak. Böylece etraftakiler o masadakileri görecek ve 'Oha, şunlara bak, nasıl eğleniyorlar, bizim de eğlenmemiz lazım. Haydi daha çok para harcayalım, daha çok içelim.' diyecek. Sonuç olarak promoter masasında alan memnun, satan memnun. Şu sistemi Türkiye'ye de getirseler hiç fena olmaz.
Alışveriş önerileri: Ben tam yılbaşı üstü gittiğim için en büyük indirimi yakaladım ne yazık ki. Ne yazık ki diyorum; çünkü insan resmen aklını, kendini, kimliğini kaybediyor. En büyük boy yeni bir bavul alarak dönmek zorunda kaldım. Üstelik koca bavula yeni aldığım şeyler zar zor sığdı! Türkiye'de 400 TL olan şeyler orada 40 dolar falan olunca insan 'Türkiye'de de amma kazıklanıyormuşuz, burdan alıp zula yapalım bari. Çok ucuz, çok ucuz, ihtiyacım da vardı zaten.' diye diye iflasın eşiğine geliyor. Size tavsiyem mümkünse kredi kartı kullanmamanız. Çünkü gerçekten ipin ucu kaçıyor. Oradayken iyi de ülkeye dönünce işler değişiyor.
İyi outlet mağazası önerileri:
 
Century 21 (Benim favorim)
 
TJ Max
 
Marshall's
 
DSW
 
Buralarda gerçekten çok ucuza ünlü markaların ürünlerini bulabilirsiniz. Bütçeniz için iyi mi kötü mü bilemem ama şehir içinde birçok yerde varlar.
Woodburry: City'e 1 saat uzaklıkta çok büyük bir outlet alışveriş merkezi. Dünyanın en ünlü tasarımcılarının indirimli ürünlerini bulabilirsiniz. Buraya giden otobüsler var. Sabah kalkıp, akşam dönüyor, zaten anca bitiyor; çünkü çok büyük. Gidiş dönüş 40 dolar. Ama bana kalırsa gitmeye pek gerek yok. Çünkü çoğu şeyi zaten yukarda saydığım diğer yerlerden alabilirsiniz.

Belki de bugüne kadarki en iyi ve çılgın tatilimin notları işte böyle. Umarım gideceklerin işine yarar, sadece okuyacakların da hoşuna gider. Eğer bir tatil şansınız varsa bunu kesinlikle NY'da değerlendirin derim. Tabi ki kastımız dinlenme tatili değil, çılgınca yorulma, ölesiye eğlenme tatili!Bir yıl daha geçti gitti. 2012 benim için tam bir seyahat yılıydı. Barcelona'yla başladı, Milan, Nice, St Tropez, Marseille, Mykonos, Atina'yla devam etti, NY'la da bitti. Ama bitiş başlangıç oldu. Bakalım seneye NY'la başlayan yıl şurada bitti dediğim 'şurası' neresi olacak. Umarım hepimiz için en seyahat dolu yıl olur. Herkese musmutlu yıllar olsun!

(2016 Güncellemesi: Vaktim olunca bu yazıyı elden geçireceğim.)

 

Bir sonraki yazıya kadar tatille kalın!